SAĞ-SOL ÇATIŞMASININ Kurbanı: Yusuf İmamoğlu’nun Dramatik Hikayesi Yeniden Gündemde!
Yusuf İmamoğlu Kimdir?

Türkiye’nin yakın tarihinde derin izler bırakan sağ-sol çatışmalarının kurbanlarından biri olan Yusuf İmamoğlu, ölümünün 41. yıl dönümünde bir kez daha ülkücü camia tarafından anılıyor. Genç yaşta hayatını kaybeden İnegöllü İmamoğlu’nun trajik öyküsü, Türkiye’de bir döneme damgasını vuran şiddet olaylarını bir kez daha hatırlattı.
Yusuf İmamoğlu Kimdir?
1945 yılında Bursa’nın İnegöl ilçesinde doğan Yusuf İmamoğlu, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü son sınıf öğrencisiydi. Ailesi Bulgar göçmeni olan İmamoğlu, o dönemdeki siyasi gerginliklerin ve öğrenci olaylarının ortasında kalmış, henüz 25 yaşındayken bir grup solcu tarafından vurularak hayatını kaybetmişti.
Cinayetin Perde Arkası: Fakülte Girişinde Kanlı Puslu
Olay günü, İstanbul’daki Yüksek Öğretmen Okulu öğrencileri, karşıt grupların hakimiyetindeki fakültelere giremiyorlardı. Yusuf İmamoğlu, karnelerini imzalatmak için fakülte girişinde bekleyen ancak içeri alınmayan ülkücü öğrencilerin belgelerini hocalara imzalatmak üzere Edebiyat Fakültesi’ne girmişti.
Belgeleri imzalattıktan sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nin 339 numaralı “Asistan Odası”nın kapısından çıktığı sırada bir grubun kurşunlarına hedef oldu. O dönemki basın yayın organlarında yer alan haberlere göre, bu grubun başında Vural Yıldırımoğlu, Yusuf Kayabaşı, Ali Menekşe, Feridun Şakar ve Vahram Apik isimli komünist militanlar bulunuyordu.
“Başında Ölümünü Beklediler” İddiası Şoke Etti
Yusuf İmamoğlu’nun solcular tarafından vurulduktan sonra yaralı halde yerde kaldığı ve onu vuranların yaklaşık yarım saat boyunca başında ölmesini bekledikleri iddia edildi. Bu süre zarfında kimseyi olay yerine yaklaştırmayan grubun, İmamoğlu hayatını kaybettikten sonra marşlar eşliğinde fakülteyi terk ettiği belirtildi. Olay yerine polisin ise ancak 1,5 saat sonra gelmesi, dönemin kamuoyunda büyük tepkiye yol açmıştı.
Cenazesi Bursa’da Toprağa Verildi, Mirası Eserlere Konu Oldu
Yusuf İmamoğlu’nun öldürülmesi, ülkücü camiada büyük bir infiale neden olmuştu. Ülkücü basın yayın organları, bu cinayetin sorumlusu olarak üniversite yönetimlerini ve dönemin hükümetini göstermişlerdi. İmamoğlu’nun cenazesi, kalabalık bir törenle vapurla memleketi Bursa’ya gönderildi ve Bursa Emirsultan Mezarlığı’na defnedildi.
Yusuf İmamoğlu’nun trajik hayatı ve ölümü, Türk edebiyatında da birçok esere ilham kaynağı oldu. Selcan Taşçı’nın “Bedel” isimli romanı, İmamoğlu’nun hayatını konu alırken, Arif Şirin (Ozan Arif) tarafından yazılan ve seslendirilen “Unutamam” şiirinde de anıldı. Ayrıca, Mustafa Öztürk’ün “Leke” adlı şiiri Yusuf İmamoğlu’na ithaf edilmiş, Emine Işınsu’nun 1975 tarihli “Göçmen Yusuf” oyunu da İmamoğlu’nun yaşamını sahneye taşımıştı.