İnsanların Gerçekten Arkadaşa İhtiyacı Var mı?
Yalnız Dahinin İkilemi: Arkadaşlık Bir İhtiyaç mı, Yoksa Lüks mü?

Bilim dünyasının dev ismi Isaac Newton’ın çalkantılı özel hayatı, modern toplumda “arkadaşlığın” yeri ve insan doğası üzerine derin sorular sorduruyor. Toplumda çoğu zaman bir “ihtiyaç” olarak kabul edilen arkadaşlık, Newton örneğinde bir lüks müydü, yoksa basitçe onun kişiliğine uymayan bir kavram mıydı? Bir Dehanın Yalnızlığı: Isaac Newton Vakası…
Newton, bilimsel dehasıyla tarihe adını yazdırsa da, kişisel yaşamında tam bir yalnızlık abidesiydi. Ne bir eşi, ne bir sevgilisi vardı; düşmanları ise dostlarından katbekat fazlaydı. Hayatı boyunca sadece bir tane gerçek arkadaşı olduğu biliniyor: John Wickins. Üniversite yıllarında tesadüfen başlayan bu arkadaşlık, Newton’ın aykırı mizacına rağmen uzun yıllar sürdü. Wickins, Newton’ın düzgün beslenmesini ve uyumasını sağlayan şefkatli bir figür haline gelmiş, çılgın deneylerinde bile ona destek olmuştu. Ortak ilgi alanları olan akademik dünya etrafında dönen sohbetleri, ikilinin bağını güçlendirmişti. Ancak bu özel bağ da sonsuza dek sürmedi.
Tahminlere göre, Newton’ın soğuk, duyarsız ve kaba kişiliği, bu eşsiz arkadaşlığın sonunu getirdi. Wickins’in ayrıldıktan sonra Newton’dan bir daha asla bahsetmemesi, hatta oğluna bile onu tanığını söylememesi, aralarındaki anlaşmazlığın büyüklüğünü ve Newton’ın kişiliğinin izlerini açıkça gösteriyor.
Newton’ın, Wickins’in ayrılmasından sonra tek yaptığı şeyin kendine yeni bir yardımcı bulması ise, onun insan ilişkilerine bakış açısını gözler önüne seriyor.
“Arkadaşlığa İhtiyaç Var mı?” Ebedi Tartışma
Newton’ın hikayesi, “Bazı insanlar arkadaş olmak için yaratılmamıştır” önermesini destekler nitelikte. Kimi insanlar başkalarına tahammül edemezken, başkaları da onlara tahammül edemez. Bu bireyler, kendilerini işlerine adayarak, dünyada kalıcı bir etki bırakmayı seçebilirler. Newton’ın hayatı kolay veya eğlenceli olmasa da, zorluklar, trajedi ve kayıplarla dolu bu yaşam, onu efsanevi bir isim haline getirdi.
Peki, günümüzde insanlar için “arkadaşlığa ihtiyaç var mı?” sorusu yeniden gündeme geliyor. Arkadaşlıklar, hava veya su gibi olmazsa olmaz değil. Ancak tıpkı hayattaki diğer şeyler gibi, arkadaşlıkların da avantajları ve dezavantajları var. Newton’ın yaşamı, “hayatın tadını çıkarmak” ile “dünya üzerinde kalıcı bir etki yaratmak” arasındaki ebedi tartışmayı yeniden alevlendiriyor. Her birey, kendi yaşamında nasıl bir denge kurmak istediğine kendisi karar vermeli. Arkadaşlık, bir zorunluluktan öte, bireysel tercihlere ve yaşam felsefesine göre şekillenen bir kavram olmaya devam edecek.