Sendikalar artık memurların derdine derman olacak mı?

Memurun sicil affı, 3600 Ek Gösterge vaadinin yerine getirilmesi, YHS ve kamu mühendislerinin talepleri, memurların hizmet borçlanmasıyla EYT'li olmada yaşadıkları eşitsizlik, işçi annelerin 8 yıldan faydalanmasına karşın memur annelerin 8 yıldır çıkarılamayan yönetmelik nedeniyle yarı zamanlı çalışma hakkından yararlanamaması gibi sayısız vaat ve beklenti memurların, özellikle de memur emeklilerinin sendikalara olan güvenini derinden sarsmıştır

Sendikalar, çalışanların ekonomik, sosyal ve mesleki haklarını korumak ve geliştirmek için var. Bireysel olarak işveren karşısında zayıf olan çalışanlar, sendikalar sayesinde bir araya gelip kolektif bir güç oluşturabiliyor. Bu güç sayesinde haklara ulaşmak daha mümkün hale geliyor. Çalışma ekonomisi alanında biri olarak, sendikaların hem toplumsal adalet hem de demokratik düzen için vazgeçilmez olduğunu her zaman savundum. Ancak özellikle son yıllarda, memurların ve memur emeklilerinin artan şikayetleri bu inancı sorgulatır hale geldi.

Enflasyona Yenilen Maaşlar

Geçtiğimiz yıl temmuz ayında, 6 aylık enflasyon farkı %24,73 iken memur ve emekli maaşlarına yalnızca %19,31 oranında zam yapıldı. Aynı dönemde SSK ve Bağ-Kur emeklileri ise enflasyon farkı kadar, yani %24,73 oranında zam aldı. Bu farkın sebebi, memurların toplu sözleşmeye bağlı olmasıydı. Ocak 2025 zammında da benzer bir mağduriyet yaşandı: Enflasyon %15,75 iken memur maaşları yalnızca %11,54 oranında artırıldı. Yani memurlar %4,21 oranında zarara uğradı.

Bu yılın ilk üç ayındaki kümülatif enflasyon %10,07’ye ulaştı. Buna rağmen toplu sözleşmede öngörülen %5’lik artışla birlikte memur maaşları sadece %9,02 oranında yükseldi. Yani daha şimdiden %1,5’lik bir farkla memurlar yine enflasyonun gerisinde kalmış durumda.

EYT Düzenlemesi Memurları da Emeklileri de Sevindirmedi

2024 “Emekliler Yılı” ilan edilmiş olsa da, gerçek tablo memur emeklileri için pek iç açıcı değil. Devletin resmi sayfalarında bile görülebileceği üzere, 2002-2024 arasında en düşük maaş artışlarını memur emeklileri aldı. Emekli Sandığı’na bağlı olan memurlar, her ay daha fazla kesinti yapmalarına ve daha uzun süre çalışmalarına rağmen, maaş artışlarında geride kaldı.

Uzun süredir gündemde olan 8.077 TL’lik seyyanen zam, birçok söz verilmesine rağmen hâlâ hayata geçirilmedi. Üstelik çalışırken alınan birçok ödeme emeklilikte hesaba katılmadığı için, maaşlar emekli olduktan sonra %40’a kadar düşüyor. 1. dereceye ulaşan memurlar için söz verilen 3600 ek gösterge de halen hayata geçirilmediği için, emekli ikramiyelerinde ciddi kayıplar yaşanıyor.

Sendikalara Güven Erozyonu

Memurların sicil affı beklentisi, 3600 ek gösterge vaadi, yardımcı hizmetler sınıfının talepleri, kamu mühendislerinin sorunları, EYT sürecindeki eşitsizlikler, yarı zamanlı çalışma hakkından yararlanamayan memur anneler… Liste uzayıp gidiyor. Bunca talep ve sorun karşısında, memurlar artık sendikalardan bir çözüm beklemiyor; aksine tepkilerini açıkça dile getiriyor.

Öyle ki, memur emeklileri mevcut kayıplardan ötürü toplu sözleşme kapsamından çıkmak için formül arıyor. Sosyal medyada dile getirilen eleştiriler, memur sendikalarına yönelik güvenin giderek azaldığını gözler önüne seriyor.

Sendikalar Yol Ayrımında

Gelinen noktada, memur sendikalarının etkisizliği açıkça görülüyor. Bu da memur ve memur emeklilerinin ekonomik kayıplarını derinleştiriyor. Artık sendikalar, üyelerinin sorunlarına çözüm üretme noktasında ciddi bir sınavdan geçiyor. Siyasi farklılıkları bir kenara bırakıp ortak bir zeminde, işçi sendikaları gibi güçlü bir dayanışma ile hareket etmeleri şart. Ve bu kez toplu sözleşme tarihini beklemeden, bugünden harekete geçmeleri gerekiyor.

İsa Karakaş/ Türkiye Gazetesi

İlgili Haberler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu