Bakanlığın üzerinde çalıştığı reform, üç farklı model üzerinde şekilleniyor: “3+1”, “2+2” ve “yaş temelli sistem.” Bu yaklaşımlar, öğrencilerin hem akademik eğitime hem de erken yaşta iş hayatına yönelmelerini kolaylaştıracak şekilde kurgulanıyor. Özellikle sanayi, ticaret ve tarım sektörlerinde yaşanan ara eleman sıkıntısı, bu dönüşümün temel gerekçelerinden biri olarak öne çıkıyor.
“12 Yıl Oyalanmak Yerine Erken Yönlendirme”
Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Talat Yavuz, zorunlu eğitimin temel haklara erişim açısından önemli olduğunu vurgularken, sistemin öğrencileri uzun süre okulda “oyaladığını” ve onları hayata geç hazırladığını belirtti. Yavuz, sendika olarak bu konuda kapsamlı bir araştırma yürüttüklerini de ekledi.
Eğitimciler ise mevcut sistemin sadece üniversite sınavına odaklandığını, bu nedenle gençlerin mezun olduklarında ne meslek ne de beceri sahibi olduklarını söylüyor. Pek çok ülkede zorunlu eğitimin daha kısa sürdüğünü, ancak esnek yapılar sayesinde öğrencilerin bireysel yeteneklerine göre yönlendirildiğini hatırlatıyorlar.
“Kaynakçıya 70 Bin, Mühendise 35 Bin”
Sanayicilerin verdiği çarpıcı örnekler, reform ihtiyacını gözler önüne seriyor. Birçok işveren, mühendis maaşlarının kaynakçı maaşlarının gerisinde kaldığını belirtiyor. Bu da iş gücü piyasasında yaşanan dengesizliğin somut bir yansıması. Alternatif olarak açık lise ya da mesleki eğitim merkezlerine yönelen aileler ise haftada bir gün okul, dört gün iş yeri pratiği ile çocuklarına meslek kazandırmaya çalışıyor.
Eğitimde Yeni Yaklaşımlar: Zorunluluktan Tercihe
AK Parti Konya Milletvekili Latif Selvi, eğitimin yalnızca okulda geçirilen süreyle değil, öğrenciye kazandırdığı değerlerle ölçülmesi gerektiğini vurguladı. Selvi, MESEM gibi kurumlarla işletmeler arasında yapılan iş birliklerinin faydalı olduğunu ancak bunun yalnızca pratikle sınırlı kalmaması gerektiğini söyledi. Öğrencilerin değerler eğitimi, kültürel gelişim ve iletişim gibi alanlarda da desteklenmesinin şart olduğunu belirtti.
“Eğitim Süresi Esnek ve Rehberli Olmalı”
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi’nden Doç. Dr. Turgay Öntaş, Türkiye’ye özgü sosyal ve ekonomik koşullara uygun esnek lise modellerinin önemine dikkat çekti. Bu modellerin kariyer rehberliğiyle desteklenmesi ve üniversiteye geçişle entegre edilmesi gerektiğini savundu.
Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. İsmail Hakkı Mirici ise zorunlu eğitimin tamamen kaldırılmasından ziyade mevcut yapının güçlendirilmesini öneriyor. Meslek liselerinden üniversiteye sınavsız geçiş gibi uygulamalarla esnekliği artırmanın daha doğru bir yaklaşım olacağını ifade ediyor.
Kaynak: https://www.yeniakit.com.tr/haber/cok-secenekli-liseye-tam-destek-1932107.html