Maarif Modeli Çöktü: “Okul Müdürünün Fendi, Yusuf Tekin’i Yendi”

Milli Eğitim Bakanlığı'nın büyük umutlarla hayata geçirdiği Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, sahadaki uygulamalarda şimdiden ciddi sınavlar vermeye başladı. Öğrenciler üzerindeki sınav baskısını azaltmak, eğitimde daha insani ve pedagojik bir yaklaşımı benimsemek amacıyla 2024 yılında yayımlanan 2024/53 ve 2024/54 sayılı genelgelerle il, ilçe ve okul düzeyinde deneme sınavları yasaklanmıştı. Ancak, bu yasak bazı okullarda adeta görmezden geliniyor.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın büyük umutlarla duyurduğu Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, daha yolun başındayken ciddi aksaklıklarla karşı karşıya kaldı. Bakanlığın okullarda deneme sınavı yapılmasını yasaklayan genelgesine rağmen, sahadan gelen uygulamalar bu yasağın hiçe sayıldığını gösteriyor. Son olarak Samsun Toybelen İlk/Ortaokulu’ndan gelen haber, bu modelin kağıt üzerinde kalıp kalmayacağı sorusunu gündeme getirdi.

Deneme Sınavları Yasaklandı Ama…

Milli Eğitim Bakanlığı, 2024 yılında yayımladığı 2024/53 ve 2024/54 sayılı genelgelerle, öğrencilerin üzerindeki akademik baskıyı azaltmak ve ölçme-değerlendirmeyi daha öğrenci odaklı hale getirmek amacıyla il, ilçe ve okul genelinde yapılan deneme sınavlarını yasaklamıştı. Bu karar, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”nin önemli bir parçası olarak kamuoyuna duyurulmuştu. Hedef, öğrencilerin sınav stresinden uzak, bireysel gelişimlerini merkeze alan bir eğitim vizyonu oluşturmaktı.

Ancak ne yazık ki, bu güzel niyetli adım sahada beklenen karşılığı bulamadı. Samsun Toybelen İlk/Ortaokulu’nda, Bakanlığın net yasağına rağmen kendi takvimleri doğrultusunda deneme sınavları yapıldığı iddia edildi. Okul müdürünün “ölçme ve başarı izleme ihtiyacımız var” gibi gerekçelerle genelgeyi dikkate almadığı belirtiliyor.

Merkezi Otorite Yerel İnisiyatifin Gölgesinde mi Kalıyor?

Bu durum, basit bir yönetimsel uygulama sorunundan öte, kamusal politikalara olan güvenin zedelenmesi anlamına geliyor. Eğer bir okul, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayımlanmış ve tüm okulları bağlayıcı nitelikteki genelgelere uymuyorsa, bu genelgelerin sahada gerçekten karşılık bulup bulmadığı ve varlık amacı sorgulanmalıdır. Yönetimsel ciddiyet ve tutarlılık, ancak uygulamayla pekiştirilebilir.

Eleştirilerde dile getirilen “Müdürün Fendi, Yusuf Tekin’i Yendi” ifadesi, tam da bu sarkastik gerçeği ortaya koyuyor: Bakanlık bir politika belirliyor, ancak sahadaki uygulamacılar bu politikayı keyfi olarak çiğneyebiliyor. Bu durumda, merkezi otoritenin sözü, yerel inisiyatifin gölgesinde kalmış oluyor.

MEB’in ilan ettiği politika ve uygulama kararlarının, ülke genelinde eşit ve tutarlı biçimde hayata geçirilmesi, eğitimin güvenilirliği açısından hayati önem taşımaktadır. Aksi takdirde, genelgeler sadece PDF dosyasına indirgenmiş kâğıt belgelerden ibaret kalır ve eğitimde reformdan söz etmek, maalesef bir temenniden öteye geçemez.

Kaynak: https://www.memurdavalari.com/turkiye-yuzyili-maarif-modeli-coktu/7126/

Exit mobile version