Gençlik Yıllarının Yaygın Alışkanlığı: Tütün Şirketlerinin Teşviki! Gençlik yıllarında Albert Einstein’ın çok fazla sigara içtiği bir gerçekti. O dönemde tütün kullanımı yaygın bir alışkanlık olarak kabul ediliyor, hatta tütün şirketleri tarafından açıkça ve bolca teşvik ediliyordu. Bu durum, Einstein gibi keskin zekalı birinin bile dönemin genel geçer yargılarından etkilenmesinin doğal bir sonucu olarak değerlendirilebilir.
Sağlıksız bir alışkanlığa sahip olmak ve bunu bir süre, özellikle de başka şeylerle meşgulken farkında olmadan sürdürmek, aslında aptalca bir davranış olarak nitelendirilmez.
Bilimin Işığında Gelen Radikal Karar: Einstein’ın Bırakma Hikayesi!
Ancak hikaye burada bitmiyor. Albert Einstein, yaşlılık döneminde akciğer kapasitesinin azaldığını fark ettiğinde doktora başvurdu. Doktoru, bu durumun aşırı sigara kullanımından kaynaklandığını ve sigarayı bırakması gerektiğini söylediğinde, dahi fizikçi tereddüt etmedi. Raporlara göre Einstein, doktorunun tavsiyesine hemen uydu ve bir daha asla puro veya sigara yakmadı, hatta piposunu bile doldurmadı. Yine de, birçok fotoğrafında onu ağzında piposuyla görmemizin nedeni, bu alışkanlığına olan düşkünlüğüydü; içine tütün koymasa bile, uzun zamandır yaptığı gibi onu emmeye devam ederdi.
Zeka ve Sağlık Bağlantısı: Aptallık Değil, Uzmana Güven!
Aptalca olan şey, bir doktor size bunun sağlığınızı olumsuz etkilediğini söyledikten sonra bile kötü alışkanlığa tutunmaktır. Einstein kesinlikle aptal değildi. Doktoru ona sigarayı bırakması gerektiğini söylediğinde, onun bu konuda kendisinden daha bilgili olduğunu biliyordu ve yargısına güvendi. Bu durum, gerçek zekanın, kendi alanının uzmanı olmasan bile, o alandaki uzmanların görüşlerine değer vermek ve gerektiğinde onlara uymak olduğunu açıkça gösteriyor.
Einstein’ın bu kararı, sadece bir sağlık bilinci değil, aynı zamanda bilimsel düşüncenin temel prensiplerinden biri olan uzmanlığa saygının da bir örneği olarak kayıtlara geçti.